kendime sapladığım bıçak
kanımı yaratıyor.
şimdi sabah
birbirimize baktığımız
öykünün güzelliğiyle
uyanacak tüm çocuklar.
kuruttum açelyaları
açması için gönlümde kabukların
yani düştükçe yazılan bu koşuk
tanrıma bir niyet yazısıdır:
adımı eklediğin laneti
benimle birlikte yok et!
sen susuyorsun karşımda
göğünden akan suyu dişlerime
dişlerimden akan kanı bileklerime
bileklerimden akan ölümü
tüm ozanlara bırakmışsın.
hepimiz acıyı yazıyoruz
sizin karşınızda ben
acıyı yaratıyorum:
bana inanacaksınız.
bu bıçak değil anne
bak elimde tutuyorum bu bıçak değil.
gözlerimin suslarını ekliyorum gözlerine
bu öyküyü gülümseyerek okusun çocuklarımız.
bıçak diye kendimi saplıyorum kendime:
yaratılamıyorum.
şimdi gece
uyandığın başka koku
uyandığın başka düş kırıklığı.
sesleri yok et,
ormandan kaçarak koş bu şiire
seni görüştüğün kentlerde bekliyorum.
durum raporu:
yararsız gelen ilaçlar tıkıyorum boğazıma.
kavgasını vermediğim acı kalmadı
şimdi ölüm
uykusu tutmayan ozan
yeniden korkarak yürüyor aşkını.
bana ölümden söz etme
günün kokusu
etime eklenmiyor artık bu saatlerde.