ayağı şiddetle kayıp tepetaklak
yarıp çatlağı ona bir isim bulma gardını in
korunaklı imgelerden, kıyak valslerden geçerken
yemin bizi geri götürdü
kınandı gölgelerimiz
tanığım değil tanıdıklarım
cinayeti sadece ellerim gördü
cama hızlıca vurdu, körükledi uykumu
sonsuzu orada bulayım isterken
soluğun kıymetini keşfe uzandım
ihanet bizi aşağı attı
komşular geçip gitti yanımızdan
konturu değil hayatımın konukları
intiharı sadece sesim duydu
hararetli bir isyandı başlangıçta hepsi
yeniyle hatırlanan tarihin gizi
müzesini gezerken baştan sona gözyaşı
lavabonun yerini sordu ona kan
yaşamak bizi sırtımızdan sıvazladı
kesilmeden önce kavgayla yumuşatılan et
gitmeden söylenen son söz
kronolojisine insanın bıraktığı vasiyet
gördüğüm bu yüz kimin
-arabesk
yaşadığımı sadece kuryeler gördü.
Leave a Reply